Aynışekilde ağrıyan yere 3 defa sürülürse ve Allah’ım sen afiyet ver. Sen afiyet verirsin diye dua edilir. Ruhi deprasyonda olan hasta için; Fatiha Suresi bir kaba yazılır, içine su konulur, yazı silindikten sonra hasta o suyla yüzünü yıkarsa şifa bulur. İçerse sakinleşir. Fatiha Suresi, safran, misk ve gül suyu
57Hadid Suresi 3. Ayeti Kerime Mealleri: A. GÖLPINARLI : Ve odur her şeyden önce var olan ve her şeyden sonra kalan ve her şeye üstün olup delilleriyle bilinen ve her şeyi bilen de duygularla bilinmeyen ve o, her şeyi bilir. ADEM UĞUR : O ilktir, sondur, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilendir. ALİ FIKRİ YAVUZ :
5Nasip ve kismetin açılması için 7 defa Ahzap süresi okunur. 6.Fatır süresini okuyan kimse mahlukat tarafından sevilir. 7.Yasin süresii 70 defa okuyan her murada nail olur. 8.7 defa Zuhruf süresini okuyan her muradına nail olur. 9.3 defa Duhan süresini okuyan her dileğini elde eder.
Sahiholan bu hadise göre sabah namazından sonra 3 defa “Eûzü billahis-semî’il alîmi mineşşeytânirracîm” deyip, ardından da Haşr Sûresi’nin son 3 ayetini (22, 23, 24) okuyanlara Allah o günün akşamına kadar kendisine 70 bin melek gönderir ve bu melekler o kişiye dua ve istiğfarda bulunurlar. O gün ölürse şehit
BirAyet Mü'minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Onun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır.
xfUJp1b. Teğabün Süresi 3. Ayet Tefsiri يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿١﴾ هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ ﴿٢﴾ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْۚ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُ ﴿٣﴾ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٤﴾ 1 Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih etmektedir. Tüm varlığın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti O’nundur. Bütün övgüler de O’na aittir. O’nun her şeye gücü yeter. 2 Sizi yoktan yaratan O’dur. Böyle iken kiminiz kâfir oluyor, kiminiz mü’min. Allah, yaptığınız her şeyi hakkiyle görmektedir. 3 O, gökleri ve yeri gerçek bir gâye, hikmet ve şaşmaz bir kanuna göre yarattı. Size belli bir şekil verdi ve şeklinizi de güzel yaptı. Sonunda dönüş yalnız O’nadır. 4 O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerde saklı tutulan bütün gizlilikleri bilir. TEFSİR Allah Teâlâ sonsuz bir kuvvet ve kudret sahibidir. Kâinatın yegâne hâkimidir. Göklerde ve yerde olan her şey O’na boyun eğmiş, O’nun emrine teslim olmuş, O’nu tesbih etmektedir. Her bir varlık Cenâb-ı Hakk’ın her türlü zaaf, ayıp ve noksanlardan pak ve uzak olduğuna şâhitlik etmektedir. Eğer O’nun zât, sıfat ve fiillerinde en küçük bir noksanlık olsaydı, böylesine mükemmel bir nizama sahip olan kâinatın ayakta kalması mümkün olmazdı. İnsanı yoktan yaratan, ona en güzel şekli ve özellikleri veren de O’dur. O’nun ilmi gökleri, yeri ve her şeyi kuşatmıştır. İnsanın gönlünün derinliklerinde olan en ince düşünceler bile O’nun bilgisi dâhilindedir. Dolayısıyla hiç kimsenin yaptığı bir şeyi inkâr etmesi veya Allah’tan gizlemesi mümkün değildir. Şu misâl, Yüce Rabbimize haber verilen sıfatlarıyla birlikte kâmil mânada iman etmenin kulun kalbinde nasıl bir tesir icrâ ettiğinin açık göstergesidir Bir gece vaktiydi. Hz. Ömer, mûtâdı olduğu üzere Medine sokaklarını gezmekteydi ki, ansızın durakladı. Önünden geçmekte olduğu evden dışarıya kadar taşan bir tartışma sesi dikkatini çekmişti. Bir ana, kızına “–Kızım, yarın satacağımız süte biraz su karıştır!” demekteydi. Kız ise “–Anacığım, halîfe süte su karıştırılmasını yasak etmedi mi?” dedi. Ana, kızının sözlerine sert çıkarak “–Kızım, gecenin bu saatinde halîfe süte su kattığımızı nereden bilecek?!.” dedi. Ancak gönlü Allah sevgisi ve korkusu ile dipdiri olan kız, anasının süte su katma hîlesini yine kabullenmedi “–Anacığım! Diyelim ki halîfe görmüyor, peki Allah da mı görmüyor? Bu hîleyi insanlardan gizlemek kolay, ama her şeyi görüp bilen kâinatın yaratıcısı Allah’tan gizlemek mümkün mü?..” dedi. Rabbânî hakîkatlerle dolu temiz bir vicdan ve diri bir kalbe sahip olan bu kızın, derûnî bir Allah korkusu içinde annesine verdiği cevap, Ömer son derece duygulandırdı. Mü’minlerin Emîri, onu sıradan bir sütçü kadının kızı değil, gönlündeki takvâsı ile müstesnâ bir nasip bildi ve oğluna gelin olarak aldı. Beşinci halîfe olarak zikredilen meşhur Ömer b. Abdülazîz, işte bu temiz silsileden doğdu. bk. İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-Safve, II, 203-204 Hâsılı gerek göklerin ve yerin, gerek insanın böyle itina ile yaratılmasının hikmeti, fani dünya hayatı değil, şüphesiz ki âhiret hayatıdır. Sonunda herkes Allah’ın huzuruna varıp yaptıklarının hesabını verecektir. O hâlde, Allah’ın bu sınırsız kuvvet ve kudretini hesaba katmayıp inkâra devam eden ey zâlimlerKaynak Ömer Çelik Tefsiri
Giriş Tarihi 1658 Son Güncelleme 1658 Kuran’ı Kerim İslam dünyasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu kutsal kitap, Müslümanlar yol göstericidir. Kuran’da yer alan Hadid suresi, 29 ayetten oluşur. Hadid suresi, Kuran’ın 57. suresidir. Bu sure ismini, demir anlamına gelen Hadid’ kelimesinden almıştır. Bu surede; Allah’ın bazı sıfatları, O’na iman ve ibadet etmenin gerekliliği vurgulanmıştır. Hadid suresinin 3. ayeti de Müslümanlar tarafından sıklıkla okunur. Hadid Suresi 3. Ayet- Hadid Suresi 3. Ayeti Okunuşu ve Anlamı hakkında detaylı bilgiler bu yazımızda sizlerle. Kuran'ı Kerim'in 57. Suresi olan Hadid, okuması ve dinlemesi faziletli bir suredir. Bu surenin içerisinde Hz. Nuh, Hz. İbrahim ve Hz. İsa peygamberleri geçmektedir. Hadid kelimesi 'hiddet 'ten türemiştir. Bu isim; öfkeli, kızgın ve şiddetli anlamlarına gelir. Bu sure taşıdığı iddia edilen özellikler sebebiyle günümüzde bazı dini gruplar içinde popülerdir. Bu surede Allah'a iman ve ibadetin önemine vurgu yapılırken, Hristiyanların inandığı ruhban anlayışı eleştirilmiştir. Hadid suresinin 3. ayeti, Müslümanlar için önemlidir. Bütün dileklerin ve hacetlerin kabulü için bu ayetin okunması gerekir. Hadid Suresi 3. Ayeti Arapça Okunuşu Hadid Suresi 3. Ayeti Türkçe Okunuşu Huvel evvelu vel ahiru vez zahiru vel batın, ve huve bi kulli şey'in alim. Hadid Suresi 3. Ayeti Anlamı O, evvel ve âhir, zâhir ve bâtındır. O her şeyi bilir. Hadid Suresi 3. Ayeti Tefsiri Hadid suresinin 3 ayetinin tefsiri, 1-6 ayetleri içerisinde belirtilmiştir. Buna göre; Evrendeki bütün varlıkların Allah'ı tesbih ettiklerinin belirtilmesini takiben, O'nun eşsizliğini ve benzersizliğini gösteren niteliklerine dikkat çekilerek bu tesbihin gerekçesi sayılabilecek bir açıklama yapılmaktadır O, üstün güç ve engin hikmet sahibidir azîz ve hakîmdir; göklerde ve yerde mutlak egemenlik O'nundur; O, hem hayat verme hem hayatı sona erdirme kudretini haizdir ve gücünün yetmeyeceği iş yoktur; O, evvel ve âhir, zâhir ve bâtındır, ilmi her şeyi kuşatmıştır; belli hikmetlerle gökleri ve yeri yaratmıştır, kendisi ise zamandan ve mekândan münezzehtir, ama her yerde hâzır ve nâzırdır. Yerde ve gökte cereyan eden her şeyi ve yapılanları görmektedir. Göklerin ve yerin egemenliği öylesine O'nundur ki onların ve oralarda bulunanların âkıbetine hükmedecek olan da yalnız O'dur ve bütün işler dönüp dolaşıp O'na varır. Kulların içinde yaşadığı zamanın gece ve gündüz şeklinde dilimlere ayrılması da O'nun kudretinin eseridir, dolayısıyla O'ndan gizlenebilecek hiçbir şey yoktur. O kalplerin derinliklerinde bulunanları dahi bilmektedir. Tesbih, kısaca, bir yandan şuurlu varlıkların iradî olarak Allah Teâlâ'nın her türlü noksanlıktan uzak olduğunu söz ve davranışlarla ortaya koymaları diğer yandan da evrendeki bütün varlıkların ilâhî yasalara zorunlu olarak boyun eğip O'nun hükümranlığını itiraf etmeleri anlamına gelir ayrıca bk. İsrâ 17/44. 3. âyette zikredilen "evvel, âhir, zâhir, bâtın" isimleri Hz. Peygamber'in, Allah'ın doksan dokuz isminin sayıldığı "esmâ-i hüsnâ" ile ilgili hadisin yanı sıra, onun şu şekilde başlayan bir münâcâtında da yer alır "Allahım! Sen evvelsin, senden önce olan yoktur; sen âhirsin, senden sonra da hiçbir şey yoktur. Sen zâhirsin, senden daha açık ve üstün olan yoktur; Sen bâtınsın, senden daha gizli ve senden öte hiçbir şey yoktur..." Müslim, "Zikr", 61; Tirmizî, "Da'avât", 19. Bunların anlamları kısaca şöyledir a Evvel Allah Teâlâ kadîmdir, ezelîdir; varlığının başlangıcı yoktur; O, her şeyin başlangıcı ve başlatıcısıdır. b Âhir Allah Teâlâ bâkidir, ebedîdir; varlığının sonu yoktur; her şey sonludur ve sonunda O'na ulaşmak üzere vardır. c Zâhir Allah Teâlâ'nın varlığı ve varlığının kanıtları, kudretinin eserleri açıktır. O açıkta olanları bilir; üstündür, yücedir, hikmet sahibidir. d Bâtın O'nun zâtının mahiyeti gizlidir, yaratılmışlarca bilinemez; gözler O'nu göremez, akıllar O'nu idrak edemez, muhayyileler O'nu kuşatamaz. O ise bütün gizlilikleri bilir, her şeye nüfuz eder bilgi için bk. Bekir Topaloğlu, "Âhir", "Bâtın", "Evvel" maddeleri, DİA, I, 542, V, 187, XI, 545. Âyeti "O evveldir, âhirdir, zâhirdir, bâtındır" veya "O evvel, âhir, zâhir ve bâtındır" şeklinde de çevirmek mümkündür; meâlde, "ve" bağlaçlarının rolüyle ilgili olarak Zemahşerî'nin yaptığı açıklama IV, 63-64 esas alınıp bu isimlerden ilk ikisiyle son ikisi arasındaki bağı belirginleştiren bir tercüme yapılmıştır. İbn Âşûr ise bu yaklaşımı isabetli bulmaz bk. XXVII, 363; bu konudaki bazı mâna incelikleri ve kelâm problemleri hakkında bilgi için bk. Râzî, XXIX, 209-214; Allah'ın gökleri ve yeri altı günde yaratması ve arşa istivâ etmesi hakkında bilgi için bk. A'râf 7/54; "gökten inen ve ona yükselen" ifadesi için bk. Sebe' 34/2; Allah'ın geceyi gündüze, gündüzü geceye katması hakkında bk. Âl-i İmrân 3/27.
57 – HADİDBismillahirrahmanirrahim1. Sebbeha lillahi ma fiyssemavati velardı ve huvel’aziyzulhakiymu. 2. Lehu mulkussemavati vel’ardı yuhyiy ve yumiytu ve huve ala kulli şey’in kadiyrun. 3. Huvel’evvelu vel’ahıru vezzahiru velbatınu ve huve bikulli şey’in aliymun. 4. Huvelleziy halekassemavati vel’arda fiy sitteti eyyamin summesteva alel’arşi ya’lemu ma yelicu fiylardı ve ma yahrucu minha ve ma yenzilu minessemai ve ma ya’rucu fiyha ve huve me’akum eyne ma kuntum vallahu bima ta’melune besıyrun. 5. Lehu mulkussemavati vel’ardı ve ilellahi turce’ul’umuru. 6. Yuliculleyle fiynnehari ve yulicunnehare fiylleyli ve huve aleymun bizatissuduri. 7. Aminu billahi ve resulihi ve enfiku mimma ce’alekum mustahlefiyne fiyhi felleziyne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun kebiyrun. 8. Ve ma lekum la tu’minune billahi verresulu yed’ukum litu’minu birabbikum ve kad ehaze miysakakum in kuntum mu’miniyne. 9. Huvelleziy yunezzilu ala abdihi ayiten beyyinatin liyuhricekum minezzilimati ilennuri ve innallahe bikum lereufun rahıymun. 10. Ve malekum ella tunfiku fiy sebiylellahi ve lillahi miyrasussemavati vel’ardı la yesteviy minkum men enfeka min kablilfethı ve katele ulaike a’zamu dereceten minelleziyne enfeku min ba’du ve katelu ve kullen ve’adallahulhusna vallahu bima ta’melune habiyrun. 11. Men zelleziy yukridullahe kardan hasenen feyuda’ıfehu lehu ve lehu ecrun keriymun. 12. Yevme terelmu’miniyne velmu’minati yes’a nuruhum beyne eydiyhim ve bieymanihim buşrakumulyevme cennatun tecriy min tahtihel’enharu haliduyne fiyha zalike huvelfevzul’azıymu. 13. Yevme yekululmunafikune velmunafikatu lilleziyne amenunzurna naktebis min nurikum kıylerci’u veraekum feltemisu nuren feduribe beynehum bisurin lehu babun batınuhu fiyhirrahmetu ve zahiruhu min kıbelihul’azabu. 14. Yunadunehum elem nekun me’akum kalu bela ve lakinnekum fetentum enfusekum ve terabbastum vertebtum ve ğarretkumul’emaniyyu hatta cae emrullahi ve ğarrekum billahilğaruru. 15. Felyevme la yu’hazu minkum fidyetun ve la minelleziyne keferu me’vakumunnaru hiye mevlakum ve bi’selmesıyru. 16. Elem ye’ni lilleziyne amenu en tahşe’a kulubuhum lizikrillahi ve ma nezele minelhakkı vela yekunu kelleziyne utulkitabe min kablu fetale aleyhimul’emedu fekaset kulubuhum ve kesiyrun minhum fasikune. 17. İ’lemu ennallahe yuhyiyl’arda ba’de mevtiha kado beyyenna lekumul’ayati le’allekum ta’kılune. 18. İnnelmusaddikıyne velmusaddikati ve akredullahe kardan hasenen yuda’afu lehum ve lehum ecrun keruymun. 19. Velleziyne amenu billahi ve rusulihi ulaik humussıddiykune veşşuhedau’ınde rabbihim lehum ecruhum ve nuruhum velleziyne keferu ve kezzebu biayatina ulaik ashabulcahıymi. 20. I’lemu ennemelhayatuddnuya le’ıbun ve lehvun ve ziynetun ve tefahurun beynekum ve ziynetun ve tefahurun biynekum ve tekasurun fiyl’emvali vel’evladi kemeseli ğaysin a’cebelkuffare nebatuhu summe yekunu hutamen ve fiyl’ahıreti azabun şeduydun ve mağfiretun minallahi ve rıdvanun ve melhayatuddunya illa meta’ulğururi. 21. Sabiku ila mağfiretin min rabbikum ve cennetin arduha ke’ardissemai vel’ardı u’ıddet lilleziyne amenu billahi ve rusulihi zalike fadlullahi yu’tiyhi men yeşa’u vallahu zulfadlil’azıymi. 22. Ma esabe min musıybetin fiyl’ardı ve la fiy enfusikum illa fiy kitabin min kabli en nebreeha inne zalike alellahi yesiyrun. 23. Likeyla te’sev ala ma fatekum ve la tefrahu bima atakum vallahu la yuhıbbu kulle muhtalin fehurin. 24. Elleziyne yebhalune ve ye’murunennase bilbuhli ve men yetevelle feinnallahe huvelğaniyyulhamiydu. 25. Lekad erselna rusulena bilbeyyinati ve enzelna me’ahumulkitabe velmiyzane liyekumennasu bilkıstı ve enzelnelhadiyde fiyhi be’sun şediydun ve menafi’u linnasi ve liya’lemallahu men yensuruhu ve rusulehu bilğaybi innallahe kaviyyun aziyzun. 26. Ve lekad erselna nuhan ve ibrahiyme ve ce’alna fiy zurriyyetihimennubuvvete velkitabe feminhum muhtedin ve kesiyrun minhum fasikune. 27. Summe kaffeyna ala asarihim birusulina ve kaffeyna bi’ıysebni meryeme ve ateynahul’inciyle ve ce’alna fiy kulubilleziynettebe’uhu re’feten ve ramheten ve rehbaniyyetenibtede’uha ma ketebnaha aleyhim illebtiğae rıdvanillahi fema re’avha hakka ri’ayetiha feateynelleziyne amenu minhum ecrehum ve kesiyrun minhum fasikune. 28. Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe ve aminu biresulihi yu’tikum kifleyni min rahmetihi ve yec’al lekum nuren temşune bihi ve yağfir lekum vallahu ğafurun rahıymun. 29. Liella ya’leme ehlulkitabi ella yakdirune ala şey’in min fadlillahi ve ennelfadle biyedillahi yu’t’yhi men yeşa’u’vallahu zulfadlil’ MealiMedine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. 2. Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O’nundur. Diriltir, öldürür. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. 3. O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın’dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. 4. O, gökleri ve yeri altı günde altı evrede yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir. 5. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak ona döndürülür. 6. Geceyi gündüze sokar, gündüzü de geceye sokar. O, göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilendir. 7. Allah’a ve Resülüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan, Allah yolunda harcayın. İçinizden iman edip de Allah yolunda harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükafat vardır. 8. Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Halbuki Allah ezelde sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz bu çağrıya uyun. 9. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. 10. Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten Mekke fethinden önce harcayanlar ve savaşanlar, diğerleri ile bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı cenneti vadetmiştir. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. 11. Kim Allah’a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır. 12. Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedi olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır. 13. Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman edenlere, “Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım” diyecekleri gün kendilerine, “Arkanıza dünyaya dönün de bir ışık arayın” denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar münafıklar tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır. 14. Münafıklar mü’minlere şöyle seslenirler “Biz de dünyada sizinle beraber değil miydik?” Mü’minler de derler ki “Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı şeytan Allah hakkında da sizi aldattı.” 15. Bugün artık ne sizden, ne de inkar edenlerden bir fidye alınır. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Orası gidilecek ne kötü yerdir! 16. İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan bir çoğu fasık kimselerdir. 17. Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık. 18. Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, verdikleri onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır. 19. Allah’a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar sözü özü doğru kimseler ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir. 20. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. Nihayet hepsi yok olur gider. Tıpkı şöyle Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise dünyadaki amele göre ya çetin bir azap veya Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. 21. Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. 22. Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta Levh-i Mahfuz’da yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. 23. Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye böyle yaptık. Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez. 24. Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emreden kimselerdir. Kim yüz çevirirse bilsin ki şüphesiz Allah ganîdir, zengindir, övülmeye lâyıktır. 25. Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı ölçüyü indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık ki insanlar ondan yararlansınlar. Allah da kendisine ve Resüllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. 26. Andolsun, biz Nûh’u ve İbrahim’i peygamber olarak gönderdik. Peygamberliği ve kitabı onların soylarına da verdik. Onlardan kimi doğru yola ermiştir, ama içlerinden birçoğu da fasık kimselerdir. 27. Sonra bunların peşinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. Kendiliklerinden icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir. 28. Ey iman edenler; Allah’a karşı gelmekten sakının ve peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 29. Bunları açıkladık ki, kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah büyük lütuf sahibidir. [*]Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “ Vakıa ve Rahman surelerini okumaya devam eden kişi, göklerin ve yerin melekütunda, Cennetinin sakini’ diye isimlendirilir.”1[*]Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Hadid Suresini okuyan kişi, Allah’a ve peygamberlere iman etmiş olanlardan yazılır.”2[*]Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce Müsebbihât Kuran-ı Kerimde “Sübhane”, “Sebbeha”, ve “Yüsebbihu” kelimeleriyle başlayan İsra, Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğabün ve A’la surelerini okurdu.3[*]İrbad bin Sariye Radıyallahü Anh şöyle demiştir Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce el-Musebbihat 8denilen sureleri okur ve “Bu surelerin içerisinde bir ayet vardır ki bin ayetten daha faziletlidir.” buyururdu.4 Hafız İbni Kesir’e göre hadisi şerifte faziletinden bahsedilen ayeti kerimeden maksat Hadis Suresinin 3. ayeti kerimesidir.5[*]Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen, besmele ile beraber Hadid suresinin 3. ayeti olan ayetini oku.” Rivayet Edildi ki [*]Hadid Suresinin 3. ayetini okumak 1000 ayete denktir.[*]Hadid suresinin 1-6. ayetini yazıp üzerinde taşıyan kişi, meydanında silahlara karşı Allah tarafından korunur.[*]Ruhi bunalımdan kurtulmak için 75 defa okunur. Kaynaklar [LIST=1][*]Suyuti, Câmi’ussağir, 4/467, Şü’abül-İman[*]Kadı Beyzâvî, Beyzâvî Tefsir Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vîl, 2/472[*]Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21[*]Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Dua, 22[*]Suyuti, El-İtkan, 2/399[/LIST]
Hayırlı Hacet ve Dileklerin Kabulü için Hadid Suresi 3. Ayeti Her gün hadid süresi 3 ncü Âyet- i Kerimi 540 defa okuyan ve okumaya devam eden kimsenin bütün hayırlı istek ve dilekleri kabul olur… Önce Allah rızası için 2 rekat namaz kılınır. Namazdan sonra tövbe istiğfar okunur.”Estağfirullah el azıyım ve etübü ileyk” 7 yada 100 defa .. daha sonra ” Sübhanllah ve bihamdihi” 7 yada 100 okunur. sonra Salavat 7 yada 100 bildiğiniz kısa bir salavat olabilir. Ardından niyet edilir.”Allahım önce rızanı rızan doğrutusunda yaşamayı günahlarımın affını ve günahlardan uzak olmayı âyeti kerim hürmetine hem dünya hemde ahiretim için hayırlı ise şu isteğinin kabulünü diliyorum. .” der Euzü besmele ile okumaya başlanır. 540 defa okunur .okuma sonunda yine 7 yada 100 salavat okunur. Hadid süresi 3 ncü Âyet-i Kerim;“Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtınbâtınu, ve huve bi kulli şey’in alîmalîmun.” هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ “Huvel evvelu vel â O, evveldir ilktir ve ahirdir sondur, zahirdir alâmetleri tüm varlıklarda görünendir ve bâtındır gizli olandır. Ve O, herşeyi en iyi vez zâhiru vel bâtınbâtınu, ve huve bi kulli şey’in alîmalîmun.” Tesirlidualar Etiketler dilekHACEThadid suresiistiğfarkuranı kerimnamaz
Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Hadid, Vakıa ve Rahman surelerini okumaya devam eden kişi, göklerin ve yerin melekütunda, Firdevs Cennetinin sakini’ diye isimlendirilir.”1Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Hadid Suresini okuyan kişi, Allah’a ve peygamberlere iman etmiş olanlardan yazılır.”2Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce Müsebbihât Kuran-ı Kerimde “Sübhane”, “Sebbeha”, ve “Yüsebbihu” kelimeleriyle başlayan İsra, Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğabün ve A’la surelerini okurdu.3İrbad bin Sariye Radıyallahü Anh şöyle demiştir Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem uyumadan önce el-Musebbihat 8denilen sureleri okur ve “Bu surelerin içerisinde bir ayet vardır ki bin ayetten daha faziletlidir.” buyururdu.4Hafız İbni Kesir’e göre hadisi şerifte faziletinden bahsedilen ayeti kerimeden maksat Hadis Suresinin 3. ayeti kerimesidir.5Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen, besmele ile beraber Hadid suresinin 3. ayeti olan ayetini oku.”Rivayet Edildi kiHadid Suresinin 3. ayetini okumak 1000 ayete suresinin 1-6. ayetini yazıp üzerinde taşıyan kişi, savaş meydanında silahlara karşı Allah tarafından bunalımdan kurtulmak için 75 defa Suresi’nin okumak için ve Kaynaklar[1]Suyuti, Câmi’ussağir, 4/467, Şü’abül-İman[2]Kadı Beyzâvî, Beyzâvî Tefsir Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vîl, 2/472[3]Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21[4]Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Dua, 22[5]Suyuti, El-İtkan, 2/399
hadid suresi 3 ayet 1000 defa